
Türkiye’de girişimlerin €’ini ilk yılında batıyor. İnanılması güç bir oran ama du doğru. Hatta biraz iyimser bile davranmış olabiliri. Kosgeb kaynakları ve özel sektöre baktığımız zaman bu rakamın ’ları gördüğünü söyleyebiliriz. Peki bunun temelinde ne yatıyor? Öncelikle girişim kurma konusunda girişimciler olarak bizler o kadar aceleci bir yapıya sahibiz ki pazarı tanımadan, ürünü test etmeden direk rekabet havuzuna atlıyoruz. Tabi işin içine bir de mali disiplinsizlik girince çok geçmeden girişimciler ve hayalleri girişim kendini komada buluyor ve hayata döndürülemiyor.
Bazense çok başarılı olabilecek ya da öyle başlayan girişimlerin battığını görüyoruz. Girişimciler ve projeleri büyüme odaklı olmayınca, uyum sağlayamayınca yine böbrek iflas ediyor. Ülkemizde Girişimciler için kredi veren Kosgeb bu alanda özellikle araştırmalar yaparak bu oranı aşağıya çekmeye çalışıyor. Hibe desteğinde şart koşulan girişimciler okulu da denilen Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’nde bu nedenlerden bahsediliyor ve girişimci adaylara detaylı bilgiler veriliyor. Hazır olmadan ya da uygunluğunu görmeden üstelik direk şirketleşmek ve en başında çok ciddi harcama hataları yapmak hep ezbere yola çıkmaktan ve eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Girişimciler için kredi veren bir yerden maddi destek almadan, ayrıca Girişimci kendini geliştirmeden ve sürekli gelişime açık olmadan başarılı olamaz.